Kiraz ve Biber

Bir tadım, bin hikaye: insan, yemek ve kültürel mirasın buluşması

Toplum ve İnsan 

Kayıtsızlık

Yazan Güven Ersen, Mayıs 2025

Dünyanın dört bir yanından yükselen, yürek burkan sesler yankılanıyor: Savaşın gölgesinde yitip giden çocuk kahkahaları, adaletsizliğin acımasız pençesinde ezilen hayatlar, umutsuzluğun kararttığı yarınlar. İnsanlığın vicdanına çarpan bu feryatlar, ne yazık ki bazı kulaklara hiç ulaşmıyor. Çünkü bir kesim, zamanın ve dünyanın acımasız gerçekliğinin dışında bir fanusta yaşıyor sanki. Dünyanın yangını onlara uğramamış, acının dili onlara hiç öğretilmemiş gibi davranıyorlar. Feryatların tam ortasından geçiyorlar ama yüreklerine bir tek kıvılcım dahi düşmüyor. Bir hayat sönüyor, bir adalet çiğneniyor, bir umut toprağa gömülüyor; ama onların bakışları aynı donuklukta kalmaya devam ediyor. Ne bir kırılma, ne bir sarsılma, ne de bir isyan.


Bu kayıtsızlığın bir başka yüzü de, olan bitenin tam kıyısında duran, seyirci kalmayı seçen insanlar. Öylece bakmakla yetinmiyor, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmayı tercih ediyorlar. Tepkileri, bir göz ucuyla şöyle bir bakış ve dudaklarından yuvarlanıp kaybolan birkaç anlamsız kelimeyle sınırlı kalıyor. Ne bir adım atıyorlar, ne de bir sorumluluk alıyorlar omuzlarına. Günlük yaşamlarının duyarsız akışına öyle ustalıkla karışıyorlar ki, en acı çığlıklar bile bu akışı bozamıyor.
Oysa kayıtsızlık, sadece pasif bir suskunluktan çok daha fazlası. Zamanla içe işleyen, kalbi uyuşturan, insanın duygusal belleğini silen derin bir karanlığa dönüşüyor. Başkasının acısına gözünü kapatan, bir süre sonra kendi acısını da hissedemez hale geliyor. Empati köreliyor, vicdan sessizleşiyor ve ruh ağır ağır çürüyor. Bu, yalnızca başkalarından değil, insanın kendi özünden de uzaklaşması anlamına geliyor.


Böylesine derin bir yabancılaşma, bireyin iç dünyasına doğru yayıldıkça, insan kendi varoluşunun anlamını yitiriyor. Çünkü insanı insan yapan, sadece kendi duyguları değil; başkalarının sevinciyle gülümseyebilmek, acısıyla yüreği burkulabilmektir. Bu insani bağ bir kez koptuğunda, geriye yalnızca içi boş bir varoluş kalıyor. Unutmamalıyız ki dünya, sadece kendi sınırlarımızdan ibaret değil. Her birimiz, birbirine görünmez iplerle bağlı büyük bir bütünün ayrılmaz parçalarıyız. Bugün görmezden geldiklerimiz, yarın kapımızı çalacak olan acı gerçekliğimiz olabilir. 

 

İşte tam da bu noktada, Ernest Hemingway'in "Çanlar Kimin İçin Çalıyor" romanında epigraf olarak kullanılan John Donne'un o sarsıcı sözleri adeta yüzümüze çarpıyor:
"Hiçbir insan bir ada değildir, kendi başına bir bütün değildir; her insan kıtanın bir parçasıdır, ana karanın bir parçasıdır; eğer bir toprak parçası deniz tarafından alınıp götürülürse, Avrupa daha az olur, tıpkı bir burun ucu gibi, tıpkı senin ya da arkadaşının malikânesi gibi; herhangi bir insanın ölümü beni eksiltir, çünkü ben insanlıkla ilgiliyim; bu yüzden çanların kimin için çaldığını sormaya gönderme; onlar senin için çalıyor."


Evet kayıtsızlık, ilk bakışta güvenli bir konfor alanı gibi görünse de, aslında ortak bir felaketin sessiz temelini oluşturuyor. Sessizlik, ruhun ve vicdanın en kurnazca çürüme biçimidir.
Peki, bu sessiz çürümeye karşı nasıl duracağız? Belki de atılacak ilk adım, bu tehlikeli suskunluktan vazgeçmektir. Bir feryada kulak vermek, bir bakıştaki çaresizliği görmek, bir yangının dumanını içimize çekmek. Belki küçücük bir iyilik, sıcak bir el, içten bir teselli sözü bile buz tutmuş kalplerin çatlamasına yetebilir.
İnsan olmak, sadece kendi varoluşumuzun ağırlığını taşımak değildir; aynı zamanda başkalarının yükünü de omuzlamaktır. Belki de en insani yol, birlikte duymak, birlikte hissetmek ve birlikte harekete geçmektir. İşte o zaman, bu karanlık suskunluğu aydınlatabilir ve insanlığımızı yeniden hatırlayabiliriz.

Logo

© 2025 Telif hakkı. Tüm hakları saklıdır. 

Bu sitede kullanılan yazı, resim ve bilgiler kaynak gösterilerek herkes tarafından kullanılabilir.

Wir benötigen Ihre Zustimmung zum Laden der Übersetzungen

Wir nutzen einen Drittanbieter-Service, um den Inhalt der Website zu übersetzen, der möglicherweise Daten über Ihre Aktivitäten sammelt. Bitte überprüfen Sie die Details in der Datenschutzerklärung und akzeptieren Sie den Dienst, um die Übersetzungen zu sehen.